❄️ Kartopu Etkisiyle Sorumluluk: Küçük Başla, Büyük Fark Yarat
- psksevgikilinc
- 12 Ağu
- 2 dakikada okunur

18 yaşında hâlâ odasını toplamayan,17 yaşında kirli çamaşırlarını sepete bile atmayan,16 yaşında telefonunun şarjını bile takip etmeyen,15 yaşında masadan olduğu gibi kalkan,14 yaşında çöp çıkarmayan,13 yaşında hâlâ ödevlerini hatırlatmadan yapmayan gençler…
Bu tablo birdenbire oluşmaz.Aslında bu, kartopu etkisinin bir sonucudur. Küçük küçük ertelenen, görmezden gelinen, “Büyüyünce yapar zaten” denilen sorumluluklar, zamanla büyür ve koca bir “yapmayan” haline gelir.
🧸 Bir çocuk yetiştirmek istiyorsanız…
Eğer çocuğunuzun hayatı boyunca size bağımlı kalmasını, kendi başına karar vermekte ve yaşamını sürdürmekte zorlanmasını istiyorsanız:
✔ Hiçbir dönemde sorumluluk vermeyin.
✔ “Daha küçük, yapamaz” deyin.
✔ Her şeyi onun yerine yapmaya devam edin.
Evet; çocuk belki o an mutlu, siz de hızlıca işlerinizi bitirmiş olursunuz.Ama uzun vadede; yetişkin olduğunda tek başına bir hayat kurmakta zorlanan, özgüveni kırılgan bir genç çıkar karşımıza.
🏠 Peki ne yapmalı?
Eğer bir gün kendi evinde tek başına yaşayabilmesini, hayatı yönetebilmesini istiyorsanız:🌱 Sorumluluk verin.🌱 Evdeki hayatı paylaşın, sadece izlettirmeyin.🌱 Kontrolü tamamen bırakmak değil; adım adım alan açmak.
Örnekler:– Bezini değiştirdikten sonra çöpe kendisinin atması– Yere döküleni peçeteyle silmesine izin vermek– Bardağı masaya götürmek, sofraya kaşık koymak– Ekmek almak, çamaşırları sepete atmak– Oyuncakları toplamak, yatağını düzeltmek– Çantasını hazırlamak, servise çıkmadan hava durumuna bakmak– Ergenlikte kendi harçlığını takip etmek, ajandasını kullanmak
Yaşa uygun, adım adım artan sorumluluklar…İşin sırrı: işler yavaşlar, dağılır, hatalar olur – ama çocuk öğrenir.
🔄 Kar–zarar dengesi: hızlı mı, yavaş mı?
Çocuğu sürece katmak işleri yavaşlatır mı? Evet.Her şeyi sizin yapmanız işleri hızlandırır mı? Kesinlikle.
Ama uzun vadede, kazanan kim olur?Kartopu etkisi işte tam da burada devreye girer:Bugün verdiğiniz küçük bir sorumluluk, yarın kendiliğinden yapılan onlarca davranışa dönüşür.
💡 Çocuk “umursamıyor” gibi mi görünüyor?
“Çantasına sahip çıkmıyor, odasını toplamıyor, dişlerini fırçalamıyor, üç hafta yıkanmasa rahatsız olmuyor…”
Eğer bu cümleleri sık sık duyuyorsanız ya da kendiniz söylüyorsanız;Bu, çoğu zaman “umursamazlık” değil; yaşamı paylaşmaya fırsat bulamamış olmak demektir.
Çocuğunuzu kırılacak cam gibi korumayın.Yaşamın içine dahil edin.Hatalarıyla, dağınıklığıyla, yavaşlığıyla birlikte büyüsün.
👥 Danışanlarımla gördüğüm şey…
Kendini ifade edemeyen çocuklar, büyüyemeyen ergenler…Birçoğu evde hiçbir sorumluluğa sahip değil.Evin “küçüğü”, “prensesi”, “bir tanesi” ya da “tembel çocuğu” etiketlerinin ardına sıkışıp kalıyorlar.
Çocuk sorumluluk almak istemeyebilir, direnç gösterebilir – bu çok normal.Ama bu, “Karşıt gelme bozukluğu” olduğu anlamına gelmez.Süreç sabır, deneme ve uyumla ilerler.
🛤 Adım adım, kartopu gibi büyüyen bir yol:
– Kolaydan zora– Eğlenceliden sıkıcıya– Birliktelikten bağımsızlığa
Küçük yaşta küçük görevler, büyüdükçe daha karmaşık ve kişisel sorumluluklar.Böylece “hiç umrunda değil” dediğimiz noktaya gelmeden, kendiliğinden yapan gençler yetişir.
✨ Son söz:
Sorumluluk, bir günde kazanılmaz.Ama kartopu gibi küçük küçük başlayarak, çocukla birlikte büyüyen bir yolculuktur.
🌿 Yaşamı paylaşmak, çocuğunuzun hayatına güvenle dokunmanın en doğal yoludur. 🌿




